İzmir'de 18. kez buluşuyoruz!

Tiyatro Buluşması bu yıl Seferihisar'da

18. TÜRKİYE TİYATRO BULUŞMASI BAŞLIYOR

Değerli Basın Emekçileri,
Sevgili Katılımcılar ve Dayanışmanın Gücüne İnananlar, Türkiye Tiyatro Buluşması, 18 yıl önce yalnızca bir etkinlik fikri olarak değil;
bir araya gelmenin, birbirine kulak vermenin ve birlikte üretmenin mümkün olduğu bir yaşam biçimi olarak doğdu. Amacımız başından beri çok netti:
Tiyatroyu izlenen değil, birlikte yaşanan bir şeye dönüştürmek.
Bir oyun bittikten sonra geride sadece alkışlar değil, sorular, tartışmalar, dönüşümler bırakan bir alan yaratmak.
Sanatçıların yalnızca sahnede değil, aynı zeminde, aynı sorumlulukta buluşabildiği bir düzen kurmak. Türkiye Tiyatro Buluşması’nı özel kılan da işte tam olarak bu:
Birbirine yabancılaştırılmış seslerin yeniden temas etmesi,
farklı düşünenlerin birlikte düş kurabilmesi,
kuşakların, tarzların, yönelimlerin, bakışların birbirini bastırmak için değil, büyütmek için bir araya gelmesi. Bu buluşma, yalnızca oyunların izlendiği bir festival değil;
emek verilenin kıymet gördüğü,
söz alanın yargılanmadığı,
eleştirinin dışlayıcı değil kurucu olduğu bir ortamdır. Genç sanatçıların çadırında sabahlayan fikirlerle, ustaların yıllara yaslanan deneyimi aynı çemberde döner bu festivalde.
Çünkü biz burada hiyerarşi kurmak için değil, birlikte öğrenmek için toplanıyoruz. Ve bu buluşma, 18 yıldır olduğu gibi bu yıl da herkes için ücretsiz.
Ne sahne alan oyuncular, ne söyleşi konukları, ne atölye yürütücüleri, ne sahne kuran, ışık yakan, ses taşıyan insanlar…
Hiçbiri bu buluşmadan tek kuruş almıyor. Çünkü bu buluşma bir “organizasyon” değil, bir iradedir.
Çünkü bu alan, parayla değil, dayanışmayla kuruldu.
Bu sahne, fatura kesilerek değil, omuz verilerek yükseldi. Bu yıl, her yıl olduğu kadar destek görmedik.
Ama susmadık. Eksilmedik. Vazgeçmedik. Çünkü biz biliyoruz ki bu buluşma, bir bütçenin, bir fonun ya da bir protokolün değil,
emeğini esirgemeyenlerin, yan yana durmaktan vazgeçmeyenlerin eseridir. Ve işte bu yüzden bu yıl, bu buluşma "RAĞMEN" yapılıyor.
Eksik bütçelere rağmen. Tiyatroya inananların bir arada durma inadıyla. Çünkü biz, hayal kurarak, omuz omuza durarak sahne kurmanın ne demek olduğunu biliyoruz.
Ve tam da bu yüzden, bu yıl bir kez daha sesleniyoruz: Hayal gücü iktidara.
Çünkü bir toplum ancak hayal ettiğinde dönüşür.
Çünkü tiyatro yalnızca eğlendirmez; örgütler, dönüştürür, direnir.
Çünkü sahne bir oyun alanı değil, bir direniş biçimidir. Bugün, 18. kez, Seferihisar’da yeniden bir araya geliyoruz.
14–17 Ağustos tarihleri arasında Akarca Ormancı Kamp Alanı’nda,
atölyeler, oyunlar, konserler, seminerler ve söyleşilerle yalnızca tiyatroyu değil, birbirimizi de yeniden kuracağız. Ve elbette, bu yıl da emekle örülmüş yoldaşlığa bir teşekkürümüz var:
Türkiye Tiyatro Buluşması Ödül Töreni’nde, 13 sanatçı yalnızca başarılarıyla değil,
etik duruşlarıyla, direngen varoluşlarıyla ve sahici emekleriyle alkışlanacak. Ardından Queer Elizabeth konseri ile buluşmanın açılışını taçlandıracağız. Seferihisar Belediyesi, Hamburg Mut Theatre ve Kültürlerarası Tiyatro Platformu işbirliğiyle;
Yenikapı Tiyatrosu’nun kuruculuğunda hayata geçen bu buluşma,
bir geleneği tekrar etmek için değil, her defasında yeni bir ihtimali birlikte kurmak için var. Çünkü biz yalnızca oyun oynayanlar değiliz.
Biz, hayatın sahnesine müdahale edenleriz.
Ve biz, bu bir aradalığın ta kendisiyiz. 18.⁠ ⁠Türkiye Tiyatro Festivalinin ödülleri ise ilk kez bugün siz değerli basın mensupları aracılığıyla kamuoyuna açıklanmaktadır. Emek Ödülü, sahne önü kadar sahne arkasında da biriken, görünmeyen ama hissedilen emeğe verilen bir teşekkürdür.Bu yıl, yıllarını tiyatroya ve kolektif üretime adamış iki isme; Mustafa Seyhan Kurağ ve Haluk Çetin’e veriyoruz. Bu yılın Emek Ödülü, sahne arkasında yıllarca sessizce çalışan, işini özveriyle yapan Mustafa Seyhan Kurağ’a veriliyor. Emeğiyle birçok yapının sorunsuz işlemesini sağlayan Kurağ’a teşekkür ediyoruz. Haluk Çetin’e verilen Emek Ödülü, yalnızca sahneye değil, söze, nota’ya ve belleğe işlenmiş bir emeğin ödülüdür. Yıllardır tiyatroya sesiyle, şarkılarıyla ve dayanışmasıyla eşlik eden Haluk Çetin, bu buluşmanın hafızasında ve ruhunda iz bırakanlardan. Bu yılın Barış Ödülü, mesleğini yalnızca bir sanat değil, bir vicdan alanı olarak gören bir sanatçıya veriliyor. İsrailli Yahudi yönetmen ve oyuncu İtay Tiran, Filistin halkının maruz kaldığı zulme karşı açıkça tavır alarak, adaletin ve barışın yanında durdu.
Sesi, yalnızca sahnede değil, insanlık vicdanında da yankı buldu. Kökenine, kimliğine, ulusal baskılara rağmen hakikatin sesini yükselten İtay Tiran’a, bu duruşu nedeniyle Barış Ödülü’nü takdim ediyoruz. Bu yıl Tiyatro sanatına ömrünü adamış, sahnedeki duruşuyla iz bırakan usta oyuncu Göksel Kortay’a Onur Ödülü’nü takdim etmekten büyük gurur duyuyoruz.
Yıllardır hem sahnede hem de perde arkasında Türk tiyatrosunun gelişimine sunduğu katkılar, kuşaklar boyunca hafızalarda yaşayacaktır.
Göksel Kortay’a sanata adanmış bu değerli yolculuğu için sonsuz teşekkürlerimizle... Bu yıl ilk kez verilen Dans Ödülü, dans sanatını sadece bir gösteri değil, bir ifade ve dönüşüm alanı olarak gören isimlere veriliyor. Ödülümüz, halk danslarına kattığı özgün yorumlarla genç kuşaklara ilham olan ve Türkiye Solo Halk Dansları Yarışması birinciliğiyle adından söz ettiren Yusuf Türkel ile;
sanatın kapsayıcı gücünü “Tekerlekli Sandalye Dans Projesi” ile somutlaştıran, izmir devlet opera ve bale sanatçısı engelli bireyleri dansla buluşturan Banu Dağcıoğlu Türkeli'ne takdim ediliyor. İlki, kültürel mirası gençlerle buluşturan adanmışlığıyla;
İkincisi, dansın dönüştürücü gücünü herkes için mümkün kılan bir vizyonla bu ödülün anlamını büyütüyor. Sanatı çoğaltan her adım için teşekkür ediyoruz. Polen Ünlü Dayanışma Ödülü’nü, Suruç Katliamı’nda yitirdiğimiz yoldaşımız, devrimci, feminist ve yaşamı güzelleştirmek için yola çıkan Polen Ünlü’nün anısına Peyk’e veriyoruz. Polen’in hayali, yan yana gelenlerin, paylaşanların ve birlikte iyileşenlerin dünyasıydı.
Tıpkı Peyk’in yıllardır yaptığı gibi… Ama bu ödül sadece bir gruba değil, bir fikre de:
Kârın değil kalbin peşinden giden, müziği birlikte üretmenin adası olan OLTA Dayanışmaya. Ve bu selamın en eksik, en güçlü halkası:
Kasım’da yitirdiğimiz dostumuz İrfan Alış...
Dayanışma bitmedi. Müziğin yükü hâlâ omuzlarımızda. Bu ödül, birlikte söyleyenlere, birlikte susmayanlara. Çağdaş Aydın Direnç Ödülü’nü, Suruç Katliamı’nda kaybettiğimiz yoldaşımız, tiyatro emekçisi Çağdaş Aydın’ın anısına veriyoruz. Çağdaş, sahneyi sadece sanat için değil; dayanışma, özgürlük ve adalet için bir alan olarak görenlerdendi.
Bugün bu ödül, aynı inadı ve cesareti taşıyan iki isme gidiyor: Cem Yiğit Üzümoğlu’na; gençliğin heyecanını düşünceyle buluşturduğu, sahneden hayata sözünü çekinmeden taşıdığı için...
Kemal Aydoğan’a; tiyatroyu bir bina değil, bir direnç alanı olarak kurduğu ve kolektif emeğe adadığı için... Bu ödül, susmayanlara, vazgeçmeyenlere ve hatırlayanlara…
Tıpkı Çağdaş gibi. Nartan Kılıç Fotoğraf Ödülü: Carlo Caffarini’ye Suruç Katliamı’nda yitirdiğimiz Nartan Kılıç’ın anısına verdiğimiz bu ödül, sahnenin görünmeyen yüzünü, emeğini ve ruhunu kayda alanlara bir selamdır. Bu ödül Sadece anı değil, anının direncini yakalayan
Carlo Caffarini’ye( Karlo Kaffarini). Onun kadrajında sadece fotoğraf değil, bir aradalığın hafızası var.
Bu ödül, görünmeyeni görünür kılan gözlere. Bu ödül, yalnızca bir kareye değil; hafızaya, emeğe ve tanıklığa verilir. Adını, fotoğrafın gerçeğe dokunan gücüne inanan dostumuz Nartan Kılıç’tan alan bu ödül, bu yıl Eyhan Çelik’e veriliyor. Eyhan Çelik, fotoğraflarıyla yalnızca anı belgeleyen değil; duyguyu, hikâyeyi ve direnci aktaran bir dil kuruyor. Kadrajına sığan her şey, hafızamızda yer ediyor. Bu ödül, o hafızaya gösterilen özenin ve inancın bir ifadesidir. Tiyatroya yalnızca alan değil, nefes açan bir yer sunduğu için...
Kültüre, dayanışmaya ve yerelden filizlenen umuda inandığı için... İzmir Ödülü’nü Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkine veriyoruz.
Bu buluşma, onun sayesinde yalnızca mümkün değil; anlamlı da. Sencer Sağdıç Umut Ödülü: Sosyal Oyun Sokakta’ya Sencer Sağdıç, yalnızca bir sinemacı değil; hayatı sokağın içinden, çocukların göz hizasından gören bir anlatıcıydı.
Kamerasını umuda, dirence ve birlikte iyileşmeye çevirdi. Bu yıl onun anısını yaşatmak için Umut Ödülü’nü, onun bakışıyla aynı yerden bakan Sosyal Oyun Sokakta ekibine veriyoruz. Çünkü onlar da sokağı bir sahneye, oyunu bir iyileşme alanına dönüştürüyor.
Çocuklarla birlikte kurdukları her oyun, daha adil, daha renkli bir dünyanın mümkün olduğunu gösteriyor. Bu ödül, Sencer’in yarım kalan kadrajına bir söz;
Umudu devralanlara bir selam. Uluslararası Başarı Ödülü: Avignon Festivali’ne Tiyatroyu duvarların, dillerin ve sınırların ötesine taşıdığı için…
Her yıl sahneyi dünyaya açan, çeşitliliği bir aradalığa dönüştüren büyük bir kültürel mirasa... Avignon Festivali’ne, uluslararası tiyatroya kattığı vizyon ve ilham için teşekkür ediyor, bu ödülle selam gönderiyoruz.
Sanat evrenseldir, sahne herkesindir. 6 Şubat 2023’te Hatay’da yaşanan depremde kaybettiğimiz tiyatro emekçisi Eylem Şafak Aydın Yetiş’i sevgi ve saygıyla anıyoruz. Eylem, tiyatroyu hayatla iç içe gören, sahneyi birlikte düşünmenin alanı sayan biriydi.
Sözü, hakikatten ve yan yana durmaktan yana oldu. Şimdi o söz, bizimle yaşamaya devam ediyor. Bu yıl onun anısını yaşatmak için üç ödül veriyoruz: 🎙️ Levent Üzümcü'ye; sanatın karşısına konan tüm baskılara rağmen sözünden ve sahnesinden vazgeçmediği, tiyatroyu halkla, sokakla, mücadeleyle iç içe tuttuğu için. 🎼 Dengin Ceyhan’a; Ezgileriyle acıya eşlik ettiği, umudu çoğalttığı ve müziğiyle kolektif belleğe dokunduğu için…
Sessizliğin içinden duyulan o incelikli direnişe teşekkürle. Ataol Behramoğlu’na Sözcüklerle kurduğu direniş, umut ve insan sevgisi, kuşaklar boyunca ilham kaynağı olduğu için Bu ödüller, Eylem’in yarım kalan düşlerine;
Ve onun gibi hakikatin izini sürenlere,
Bir selam, bir söz, bir omuzdur. Bu sene buluşmada doğaçlama, yazarlık, dans, sokak tiyatrosu, kukla, reji, proje üretimi, oyunculuk ve daha bir çok farklı atölyeyi katılımcılarımızla buluşturacağız. Haluk Çetin, Barış Atay, Ufuk Güldü( Berlin), Özden Selim Karadana, Johannes Schaffer(Hamburg), Sofia Kapsouri(Yunanistan), Dimitri Karatsias(Yunanistan), Emre Can Polat, Ayşe Emel Mesci, Haluk Işık, Kamer Yıldız Ok, Duygu Şahlar, Suat Ünver, Öykü Güneş, Yavuz Cingöz, Şebnem Sönmez, Metehan Gözütok, Özgün Aytar, Burak Tandoğan, Cengiz Toraman, Medine Çam, Çağlar İşgören, Burak Özbaykuş, Burak Şentürk, Mut Theatrre, Mahmut Canbay(Hamburg), Queer Elizabeth ve daha bir çok isim konser, söyleşi, seminer ve atölyelerde bizimle olacak. Mask Kara Tiyatrosu- Sibyl’ın Yaprakları, Burak Tamdoğan – Meddah, MSGSÜ Tiyatro Kulübü-Polisler, Mevzu Tiyatro- Sizin İçin Orhan Veli ve farlı bir çok oyun ve açık sahne gösterileriyle buluşacağız. Buluşmayı gerçekleştirmek için desteğini bizden esirgemeyen Narlıdere Belediyesi’ne, Manisa Büyükşehir Belediyesine, OYÇED’e, Berlin Theatre 28’e, Tiyatro Gazetesine, Sahne Tozu Tiyatrosu’na, İtalyan Kültür ve Dostluk Derneğine, bu sene bizlerle dayanışma gösteren tüm katılımcılara ve sanatçılara, bizi bu gün burada ağırlayan Türkiye Gazeteciler Cemiyetine kalpten teşekkür ederiz. Ayrıntılı programa sosyal medya hesaplarımızdan ulaşabilirsiniz

İNTERKÜLTÜREL TİYATRO PLATFORMU

5/8/20241 min read

Sanat ve seyahat